Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Umutsuzluğun felsefesi ile tanışmaya hazır mısınız?

        Emil Cioran, 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biridir. Eserlerinde sıklıkla “insanın varoluş” temasını, anlamsızlık ve umutsuzluk motifleri ile derinlemesine ele alır. "Çürümenin Kitabı” adlı kitabı da onun felsefi düşüncelerini en yoğun aktardığı eserdir. Kitap, modern bireyin içsel çelişkilerini yansıtırken, varoluşun acımasız gerçeklerine değinerek hayatın anlamına yönelik cesur sorular sormaya teşvik ediyor. İnançsızlık, umutsuzluk ve anlamsızlığın kaçınılmazlığı üzerine düşündürüyor. Cioran’ın dili ironik ve sarsıcı. Onun üslubuyla söylersek “bazen bir bıçak gibi keskin, bazen de derin bir yara gibi sızlatıcıdır.” Kitap; ‘umutsuzluk’, ‘alacakaranlık’ ve ‘anlamsızlık’ gibi kavramları sevdirmiyor; aksine bu kavramları anlamamıza yönelik bakış açısı sunuyor.

        REKLAM
        Yapay Zeka, Emil Cioran'ın 'Çürümenin Kitabı' eserini böyle görselleştirdi.
        Yapay Zeka, Emil Cioran'ın 'Çürümenin Kitabı' eserini böyle görselleştirdi.

        ANLAMSIZLIĞIN ANLAMI

        Cioran için nihilist filozof diyorlar. Oysaki kendisi ile 1979 yılında yapılan bir söyleşide “Bunlar beni ilgilendirmiyor. Nihilist değilim. Öyle olduğum söylenebilir, ama bunun bir anlamı yok.” demiştir. Yine de düşünürün yazılarına bakıldığında nihilist tonların ve motiflerin baskınlığını görebilirisiniz. Peki ‘nihilizm’ nedir? Nihilizm bir akım olarak evrensel ve herkes için geçerli bir değerin olmadığını savunan felsefi görüştür. Bu görüşe göre, insan hayatının nihai bir amacı veya anlamı yoktur ve tüm geleneksel anlayışlar sorgulanmalıdır. Sanattan edebiyata pek çok alanı etkilemiştir. Ki bu akımdan Nietzsche, Camus, Sartre gibi filozoflardan tutun da Dostoyevski ve Turgenyev gibi yazarları da etkilenmiştir.

        “Yaşamak şu anlama gelir: İnanmak ve ümit etmek – yalan söylemek ve kendine yalan söylemek (…) Yalanların doğurganlığı çeşit çeşittir” diyor Cioran… Onun düşünsel dünyasında “kesinlik arayışı”nın reddi önemli bir yer tutuyor. Çünkü hayatı belirsizliklerle dolu olarak görüyor. Ona göre “kesinlik anlayışı”, sadece hayatın belirsizliğini ve kaosunu gizlemeye yarıyor. Cioran, insanların yaşamlarını kesinlik arayışıyla geçirdiklerini anlatarak ‘yaşamın’ aslında hiçbir kesinlik veya anlam içermediğini öne sürüyor. Yaşamı “geçicilik” teması üzerinden ele alıp insanın sonlu bir varlık olduğuna vurgu yapıyor. Cioran’ın nihilizmini anlamak için bir başka eseri olan “Doğmuş Olmanın Sakıncası Üzerine” adlı kitabına bakmak gerekebilir: “Kimim ben? Gerçek ‘ben’im hangisi? Uzun zamandır, oldum olası bu dünyanın bana lazım olmadığının bilincindeyim, ne yapacağımı bilemiyorum”

        REKLAM

        Cioran pek çok kavramın içeriğini yerinden ediyor. Onları farklı perspektiften ele alıyor. Melankoliyi egoizmin düş hali olarak tanımlıyor: “Kendimizden kurtulamadığımız zaman, kendimizi yiyip bitirmenin tadını çıkarırız.” Tarihi ise ideal imalathanesi… Özgürlüğün ise iki yüzü olduğunu söylüyor: “Özgürlük (…) kendimizi kurtarma ya da mahvetme imkanlarının ikisini de beraberinde getirir.”

        Çürümenin Kitabı, insan zihninin mutlak gerçeklik ve anlam arayışının getirdiği zorlamalar üzerinden tartışmaya açıyor. Örneğin felsefi ilerleyişi bir kısıtlılık olarak görüyor. Felsefi soruların peşine düşenlerin bu soruların kurbanı olacağını anlatıyor. Öyle ki Cioran’a göre derinlemesine araştıranlar sonunda cevaplanamaz sorularla ve anlamsızlıkla karşılaşıyor. Bu durum ise bir zihinsel bir yalnızlığı berberinde getiriyor: “Felsefede ilerleyenler, sadece sözlerini yarıda kesenler, sınırlılığı ve endişenin makul safhasındaki rahatlığı kabul edenlerdir. Her mesele eğer dibine dokunursa kişiyi iflasa götürür ve zihni açıkta bırakır: Artık ufuksuz bir alanda, ne sorular ne de cevaplar vardır. Sorular kendilerini tasarlamış olan kafaya geri dönerler: Kafa soruların kurbanı haline gelir.” diyor Cioran: “Felsefede şiirdekinden daha fazla kesinlik bulunmaz (…) Doğru diye adlandırılan şey, yetersiz bir şekilde yaşanmış, henüz içi boşaltılmamış, ama eskimesi kaçınılmaz olan ve yeniliğini tehlikeye sokmayı bekleyen bir yeni hatadır.“

        REKLAM

        İnsanlık tarihindeki ‘bilincin’ gelişimine de değinen Cioran şunları söylüyor: “Modern iyimserliğin sorumlusu Hegel’dir. Bilincin sadece biçim ve tarz değiştirdiğini ama hiç ilerlemediğini nasıl görmemiştir? Oluş, mutlak bir tamama ermeyi, bir hedefi dışlar. Zaman macerası kendi dışında bir maksadı olmadan akar ve yol alma imkanları tükendiğinde bitecektir.”

        REKLAM

        “HANGİ TUHAF FİKİR, BİR UYKUCUNUN ÜRÜNÜ OLMUŞTUR?”

        Cioran geleneksel felsefi anlayışı, ilerlemeye dayalı düşünme pratiklerini ve düşünceleri kıyasıya ve şüphe ile eleştirse de felsefe yapmayı bütünüyle reddetmiyor. Filozof Rene Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım” önermesini “Düşünüyorum o halde patlıyorum” önermesi ile ters yüz ediyor.

        “Gerçeklik aşırılıklarımızın, ölçüsüzlüklerimizin ve dengesizliklerimizin bir eseridir.”

        Cioran, hakiki bilginin ne olduğu ve ona ulaşmanın nasıl olduğunu sorguluyor: “Hakiki bilgi, karanlıklar içinde uykusuz beklemekten ibarettir. Bizi hayvanlardan ve hemcinslerimizden ayırt eden sadece bu uykusuz gecelerimizin toplamıdır. Hangi zengin ya da tuhaf fikir, bir uykucunun ürünü olmuştur? Uykunuz iyi mi? Rüyalarımız külfetsiz mi? (…) Gündüz düşüncelere düşmandır; güneş karartır onları; ancak gecenin ortasında açılırlar… Gece bilgisi, sonucu şöyle bağlar: Herhangi bir konuda rahatlatıcı bir sonuca ulaşan her insan, avanaklığının ya da sahte hayırseverliğinin kanıtını göstermiş olur. Muteber tek bir neşeli doğru bulan çıkmış mıdır hiç? İdrak melekemizin şerefini gündüz lakırdılarıyla kim kurtarmıştır? Kendi kendine, ‘bildiklerim hüzün verici’ diyebilen kişi ne mutludur.”

        REKLAM

        KİTABIN KAPAĞI NE ANLATIYOR?

        Kitabın kapağında yer alan çürümüş ve çürümekte olan meyveler, kitabın ana temasını yansıtıyor denebilir. Çürüme, burada hem fiziksel hem de metaforik ele alınmış.

        Bu meyveler, yaşamın kaçınılmaz sonunu, her şeyin geçiciliğini resmederken kitabın karamsar atmosferine de dikkat çekiyor. Düşünürün felsefesini ve nihilist bakış açısıyla yansıtıyor.

        Çürümenin Kitabı, düşünsel derinliği ve edebi/ironik/sorgulayan dili ile felsefi soruların peşine düşenlerin başucu kitabı olarak güncelliğini koruyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        OSZAR »