Film temel olarak küçük bir insanın, sıradan dünyasına tutulmuş eksantrik bir ayna. Küçük insan olarak Bekçi Salih’in iki günü, aynı zamanda, gündelik yaşam içinde sürekli rastladığımız ama dikkat kesilmediğimiz sıradan insanın alt benliğine adanmış iki uzun gün; “sessiz, sakin, zararsız, kendi halinde” şeklinde tanımladığımız birçok insanın, kendi içinde barındırdığı potansiyel şiddetin hangi boyutlara varabileceğini gösteren iki gece. Bir kasabada, mezarlık bekçisi olarak vardiyalı çalışan Salih, kasabalılardan ve bizzat kasabanın kendisinden kopuk, dışarıda bir yaşam sürmektedir ve yıllardır aynı rutin şeyleri yapmaktadır: akşamüstü nöbet yerine gitmek için evinden çıkar, yaklaşık iki kilometrelik yolu/araziyi kat eder, yolda onunla aynı rutini yaşayan sütçüyle selamlaşır, gece boyunca kulübe ve çevresinde tek başına nöbet tutar, sabaha karşı yeniden aynı yolu yürüyerek ve aynı sütçüye selam vererek evine döner, yemek yiyip yatar, akşamüstü yeniden nöbeti devralmak için kalkar.
OSZAR »